Filistinde acılar dinmiyor, insanlık tarihinin en büyük cinayetleri işleniyor, ard ardına bombalar patlıyor, bırakın insanların suya doymasını can suyu olan insani yardımlar bile ulaştırılamıyor.
Bütün dünya seyrediyor, testere veyahut cannibal serisi bir filmi izler gibi. Belkide o görüntüler, siyonist propogandası olan 2. dünya harbi yahudi katliamı konulu filmler gibi gelmeye başladı. Ortada bir senaryo var, çekimler yapılmış, filme müdahele edemeyiz, sanki sinemadayız ve konuşmak büyük edepsizlik.
Günümüzde pek moda olan bir girişin ardından sadede gelmek gerek. Böyle bir ortamda Filistinli grupların derdi nedir ki birbirlerini boğazlıyorlar.? Yok yok yanlış sordum, bu gruplar iki farklı siyasete sahip olduklarından dolayı sırf politik olgular için mi savaşıyorlar. Olmayan devletlerinin iktidarcığı için mi gövde gösterisi yapıyorlar.
Eğer öyleyse bu her iki grup içinde çok aşşağılık bir durumdur. Zira yaptıkları şey düpedüz hainlik ve aş-şa-ğı-lılıktır, tamamiyle dünyevidir, üstelik yurtseverliği ve dinlerini bu işe alet etmektedirler.
HAMAS(İslami Direniş Hareketi) ve El Fetih (Filistin Ulusal Kurtuluş Hareketi) arasında süregelen kavgadan bahsediyorum. Bu gruplar hakkındaki uzun uzun bilgileri yazmama gerek yok, zira vereceğim köprülerde ki yazılar bu ihtiyacınızı karşılıyacaktır. Ben kısaca biz özet geçmek ve sizi dosyamızla bağlantılı köprülere yönlendirmek istiyorum.
İlk olarak bilinmesi gereken olgu şudur, Hamas islami referasnlı İhvan-ı Müslimin(MISIR) hareketinin Filistin kolu diyebileceğimiz bir harekettir. Filistin davasında tek yolun Allah yolunda cihad ve istikrarlı mücadele olduğunu söyleyen hareket, öncelikle Siyonist etkisi altındaki topraklarda ve genelde bütün ümmetin yaşam alanlarında islami devrimi planlar.
Zaten kukla arap rejimlerinin HAMAS’a sahip çıkmamalarındaki en önemli sebebte budur. Zira HAMAS, Gazze şeridinde bir siyasi proje gerçekleştirmektedir. Bütün o yokluğa rağmen İslam İnkılabını kısmi olarak gerçekleştirmiştir. Bütün Filistin topraklarında böyle bir projeyi gerçekleştirmesi ise kukla arap rejimlerininde sonu demektir. Zira halkına düşman olan ve en fazla halkından korkan bu yönetimler aynı inkılabın kendilerinide devireceğinden korkmaktadırlar.
El Fetih hareketi ise kuruluş aşamasından itibaren, ulusalcı, seküler ve laik bir yapılanma olarak ortaya çıkmıştır. 1996 kırılmasından sonra da islam ülkelerindeki bütün ulusalcı, laik grupların kaderi olan hainlik, işbirlikçilik hastalığı iyice belirginleşmiştir.
1960’lı yıllarda pek müslümanlarca pek hissedilmeyen ve ilgilenilmeyen Filistin davası iki bloklu dünyanın (İSRAİL – ABD) (FKÖ- RUSYA)gruplaşmasına feda olmuş yapay bir mücadele alanına dönüşmüştür. Sovyet faktörü savaştan çekilince Filistinli ulusalcı gruplar’da bölünmüş en büyük grup olan El Fetih ortada kalakalmıştır.
İşte böyle bir ortamda El Fetih yeni mücadele metoduna geçmiş İsraili tanımaya, onunla masaya oturmaya başlamış ve günümüzde de ondan silah, para alacak kadar alçalmıştır. Peki aldığı silah ve para karşılığında ne yapmaktadır. Tabii ki İsrail’in ileri karakol görevini üstlenmektedir.
Elbette El Fetih tek tip insanların bulundupu tek tip fraksiyonların olduğu bir yapılanma değildir, içinde erdemli, samimi insanlar vardır. Gazze’de HAMAS inkılab yapmadan önce El Aksa tugaylarından bir çok yöneticisi artık üstlerinini yolsuzluklarından ve hainliklerinden bıktıklarını belirterek istifa etmiş veyahut elindeki silahlı gücü tamamiyle direniş yönlendirmiştir.
Kısacası mevzu HAMAS ve El Fetih arasında politik bir çekişme değil, bir turnusol kağıdı olan Filistinde her zaman ki gibi HAK- BATIL savaşıdır. Bu ortamda sadece politik bir mücadele olduğunu iddia etmek ise Filistin direnişini iki yüzlülükle, dünyevilikle itham etmek olur ki, sıcacık evinde oturan klavye delikanlıları için uzun boylu bir iddiadır.
Bütün dünya seyrediyor, testere veyahut cannibal serisi bir filmi izler gibi. Belkide o görüntüler, siyonist propogandası olan 2. dünya harbi yahudi katliamı konulu filmler gibi gelmeye başladı. Ortada bir senaryo var, çekimler yapılmış, filme müdahele edemeyiz, sanki sinemadayız ve konuşmak büyük edepsizlik.
Günümüzde pek moda olan bir girişin ardından sadede gelmek gerek. Böyle bir ortamda Filistinli grupların derdi nedir ki birbirlerini boğazlıyorlar.? Yok yok yanlış sordum, bu gruplar iki farklı siyasete sahip olduklarından dolayı sırf politik olgular için mi savaşıyorlar. Olmayan devletlerinin iktidarcığı için mi gövde gösterisi yapıyorlar.
Eğer öyleyse bu her iki grup içinde çok aşşağılık bir durumdur. Zira yaptıkları şey düpedüz hainlik ve aş-şa-ğı-lılıktır, tamamiyle dünyevidir, üstelik yurtseverliği ve dinlerini bu işe alet etmektedirler.
HAMAS(İslami Direniş Hareketi) ve El Fetih (Filistin Ulusal Kurtuluş Hareketi) arasında süregelen kavgadan bahsediyorum. Bu gruplar hakkındaki uzun uzun bilgileri yazmama gerek yok, zira vereceğim köprülerde ki yazılar bu ihtiyacınızı karşılıyacaktır. Ben kısaca biz özet geçmek ve sizi dosyamızla bağlantılı köprülere yönlendirmek istiyorum.
İlk olarak bilinmesi gereken olgu şudur, Hamas islami referasnlı İhvan-ı Müslimin(MISIR) hareketinin Filistin kolu diyebileceğimiz bir harekettir. Filistin davasında tek yolun Allah yolunda cihad ve istikrarlı mücadele olduğunu söyleyen hareket, öncelikle Siyonist etkisi altındaki topraklarda ve genelde bütün ümmetin yaşam alanlarında islami devrimi planlar.
Zaten kukla arap rejimlerinin HAMAS’a sahip çıkmamalarındaki en önemli sebebte budur. Zira HAMAS, Gazze şeridinde bir siyasi proje gerçekleştirmektedir. Bütün o yokluğa rağmen İslam İnkılabını kısmi olarak gerçekleştirmiştir. Bütün Filistin topraklarında böyle bir projeyi gerçekleştirmesi ise kukla arap rejimlerininde sonu demektir. Zira halkına düşman olan ve en fazla halkından korkan bu yönetimler aynı inkılabın kendilerinide devireceğinden korkmaktadırlar.
El Fetih hareketi ise kuruluş aşamasından itibaren, ulusalcı, seküler ve laik bir yapılanma olarak ortaya çıkmıştır. 1996 kırılmasından sonra da islam ülkelerindeki bütün ulusalcı, laik grupların kaderi olan hainlik, işbirlikçilik hastalığı iyice belirginleşmiştir.
1960’lı yıllarda pek müslümanlarca pek hissedilmeyen ve ilgilenilmeyen Filistin davası iki bloklu dünyanın (İSRAİL – ABD) (FKÖ- RUSYA)gruplaşmasına feda olmuş yapay bir mücadele alanına dönüşmüştür. Sovyet faktörü savaştan çekilince Filistinli ulusalcı gruplar’da bölünmüş en büyük grup olan El Fetih ortada kalakalmıştır.
İşte böyle bir ortamda El Fetih yeni mücadele metoduna geçmiş İsraili tanımaya, onunla masaya oturmaya başlamış ve günümüzde de ondan silah, para alacak kadar alçalmıştır. Peki aldığı silah ve para karşılığında ne yapmaktadır. Tabii ki İsrail’in ileri karakol görevini üstlenmektedir.
Elbette El Fetih tek tip insanların bulundupu tek tip fraksiyonların olduğu bir yapılanma değildir, içinde erdemli, samimi insanlar vardır. Gazze’de HAMAS inkılab yapmadan önce El Aksa tugaylarından bir çok yöneticisi artık üstlerinini yolsuzluklarından ve hainliklerinden bıktıklarını belirterek istifa etmiş veyahut elindeki silahlı gücü tamamiyle direniş yönlendirmiştir.
Kısacası mevzu HAMAS ve El Fetih arasında politik bir çekişme değil, bir turnusol kağıdı olan Filistinde her zaman ki gibi HAK- BATIL savaşıdır. Bu ortamda sadece politik bir mücadele olduğunu iddia etmek ise Filistin direnişini iki yüzlülükle, dünyevilikle itham etmek olur ki, sıcacık evinde oturan klavye delikanlıları için uzun boylu bir iddiadır.
