İslâm dünyasında, Filistin halkının meşru mücadelesini yıpratma amacına yönelik olarak en çok kullanılan malzemelerden biri onların topraklarını sattıkları iddiasıdır. Biz bu konuda daha önce konuşmalarımızda, radyo programlarımızda ve yazılarımızda bilgi verdik. Ayrıca bu konuyu merak edenlerin elinde müşahhas bilgiler içeren bir kaynağın bulunması için "Filistin Hakkında Yanılgılar" adını taşıyan kitap neşrettik. Başta bu konu olmak üzere Filistin'le ilgili, Türkiye toplumunda dolaşan hatalı birçok bilgi ve kanaati düzeltme amacına yönelik bu kitabımız hakkında ayrıca bilgi vermeye çalışacağız inşallah. Bugünden itibaren Kudüs'le ilgili olarak gündeme gelen yeni bir iddianın üzerine gitmek istiyoruz.
Gazetemizin 2 Mayıs Pazartesi günkü sayısının iktibas sayfasında Sabah gazetesinden alınan Kudüs'le ilgili bir yazı vardı. Bu yazıda vurgulanan hususlar şunlardı: İsrail olarak gösterilen (gerçekte burası da Filistin'dir) toprakların % 20'sinin Kudüs'ün ise % 55'inin Rum Ortodoks Kilisesi'ne ait olduğu, bu kilisenin söz konusu gayrimenkulleri Osmanlı'nın son döneminde Filistinli Araplardan satın aldığı, kilisenin mal varlığının elli milyar doları bulduğu.
Bu üç iddiadan üçüncüsü hakkında bir şey diyemeyeceğim. Çünkü söz konusu kiliseye ait mal varlığının para olarak değerini belirleyecek konumda değilim. Ama ilk iki iddia tamamen saçmadır. Böylesine saçma bir iddianın bile "orijinal bilgi" olarak sunulması mümkün olabiliyor. Bu tür iddiaları içeren yazıların iktibas edilmesine karşı olduğum düşünülmesin. Aksine bu iddialardan haberimiz olsun ama "doğru bilgi" gibi bir peşin yaklaşımla yaklaşmamak şartıyla.
Eskiden genellikle Filistinlilerin topraklarını yahudilere sattıkları iddiaları kullanılıyordu. Şimdi bir de "Rum Ortodoks Kilisesi"ne sattıkları iddiası gündeme geldi. Bu Filistin ne kadar bereketli bir toprakmış ki sata sata bitirememişler (!)
Bu konunun aydınlığa kavuşturulması için biraz tafsilatlı bilgi verilmesi gerekiyor. Onun için sadece bir yazıda bitirilmesi mümkün değil. Dolayısıyla bugünden başlayarak size birkaç gün Kudüs gerçeğiyle ilgili bilgiler vermemizi anlayışla karşılayacağınızı umuyorum. Böylece "Kudüs için ağlamadan önce tanımak gerek" başlığındaki talebe de katkımız olur inşallah.
Söz konusu yazıyı okuduktan sonra, benim de Genel Kurul üyesi olduğum, merkezi Beyrut'ta bulunan Kudüs Müessesesi'nden arkadaşlarıma telefon ettim ve çok acil bir şekilde bana bu konuda müşahhas bilgiler göndermelerini istedim. Kurumun araştırma ekibinden değerli dostum Ziyad Muhammed gece yarısından sonra oldukça önemli bilgiler içeren bir yazı gönderdi. Vakit kaybetmemek için gün boyu uğraşıp muhtelif kaynakları tarayarak, bizzat hıristiyan kaynaklarından da yararlanarak işimize yarayacağını düşündüğü bilgileri derlemişti. Bende de Kudüs'le ilgili birçok kitap bulunuyor. Bunların içinde Kudüs'teki İslâmî eserleri tek tek tanıtanlar da var. Ben de bu kitapları karıştırarak bazı bilgileri derlemeye çalıştım.
Sizlere inşallah Kudüs'teki Ortodoks kilisesinin mal varlığı ve bunları ne şekilde elde ettiği hakkında ayrıntılı bilgiler vereceğim. Ayrıca söz konusu kilisenin statüsü, kendi içindeki sorunları ve Yunan Ortodoks kilisesiyle irtibatı hakkında da sizleri bilgilendirmeye çalışacağım. Osmanlı'nın son döneminde Kudüs'e yönelik olarak izlenen politika ve bu kutsal şehrin bugünkü genel durumu hakkında da özet bilgi vereceğim. Son olarak da sürekli vatana ihanet etmekle, topraklarını satmakla suçlanarak çifte zulme maruz kalan Kudüs Müslümanlarının, tüm ümmet adına Kudüs'e sahip çıkmak için ne gibi zorluklara ve fedakârlıklara katlandıklarını yaşanmış örneklerle, işgalci siyonist devletin uygulamalarından, yahudi göçmenlerin saldırgan tutumlarından da söz ederek ortaya koymaya çalışacağız. Dolayısıyla bu konuyla ilgili yazılarımızı itinayla takip etmenizi tavsiye ediyorum.
İsim hakkında bir bilgilendirme ile söze başlayalım: Öncelikle Rum Ortodoks Kilisesi isimlendirmesi hatalıdır. Normalde bu kilisenin adı Kudüs Ortodoks Patrikhanesi'dir. Ancak bu patrikhane Yunan Ortodoks Patrikhanesi'ne bağlı olduğundan ve patrikleri sürekli oradan tayin edildiğinden Grek Ortodoks Kilisesi yani Yunan Ortodoks Kilisesi adı da verilmektedir. Ama kilisenin cemaati Arap Ortodokslardan oluşmaktadır ve cemaatle yönetim belki yüzyıllardan beri sorunludur.
Gazetemizin 2 Mayıs Pazartesi günkü sayısının iktibas sayfasında Sabah gazetesinden alınan Kudüs'le ilgili bir yazı vardı. Bu yazıda vurgulanan hususlar şunlardı: İsrail olarak gösterilen (gerçekte burası da Filistin'dir) toprakların % 20'sinin Kudüs'ün ise % 55'inin Rum Ortodoks Kilisesi'ne ait olduğu, bu kilisenin söz konusu gayrimenkulleri Osmanlı'nın son döneminde Filistinli Araplardan satın aldığı, kilisenin mal varlığının elli milyar doları bulduğu.
Bu üç iddiadan üçüncüsü hakkında bir şey diyemeyeceğim. Çünkü söz konusu kiliseye ait mal varlığının para olarak değerini belirleyecek konumda değilim. Ama ilk iki iddia tamamen saçmadır. Böylesine saçma bir iddianın bile "orijinal bilgi" olarak sunulması mümkün olabiliyor. Bu tür iddiaları içeren yazıların iktibas edilmesine karşı olduğum düşünülmesin. Aksine bu iddialardan haberimiz olsun ama "doğru bilgi" gibi bir peşin yaklaşımla yaklaşmamak şartıyla.
Eskiden genellikle Filistinlilerin topraklarını yahudilere sattıkları iddiaları kullanılıyordu. Şimdi bir de "Rum Ortodoks Kilisesi"ne sattıkları iddiası gündeme geldi. Bu Filistin ne kadar bereketli bir toprakmış ki sata sata bitirememişler (!)
Bu konunun aydınlığa kavuşturulması için biraz tafsilatlı bilgi verilmesi gerekiyor. Onun için sadece bir yazıda bitirilmesi mümkün değil. Dolayısıyla bugünden başlayarak size birkaç gün Kudüs gerçeğiyle ilgili bilgiler vermemizi anlayışla karşılayacağınızı umuyorum. Böylece "Kudüs için ağlamadan önce tanımak gerek" başlığındaki talebe de katkımız olur inşallah.
Söz konusu yazıyı okuduktan sonra, benim de Genel Kurul üyesi olduğum, merkezi Beyrut'ta bulunan Kudüs Müessesesi'nden arkadaşlarıma telefon ettim ve çok acil bir şekilde bana bu konuda müşahhas bilgiler göndermelerini istedim. Kurumun araştırma ekibinden değerli dostum Ziyad Muhammed gece yarısından sonra oldukça önemli bilgiler içeren bir yazı gönderdi. Vakit kaybetmemek için gün boyu uğraşıp muhtelif kaynakları tarayarak, bizzat hıristiyan kaynaklarından da yararlanarak işimize yarayacağını düşündüğü bilgileri derlemişti. Bende de Kudüs'le ilgili birçok kitap bulunuyor. Bunların içinde Kudüs'teki İslâmî eserleri tek tek tanıtanlar da var. Ben de bu kitapları karıştırarak bazı bilgileri derlemeye çalıştım.
Sizlere inşallah Kudüs'teki Ortodoks kilisesinin mal varlığı ve bunları ne şekilde elde ettiği hakkında ayrıntılı bilgiler vereceğim. Ayrıca söz konusu kilisenin statüsü, kendi içindeki sorunları ve Yunan Ortodoks kilisesiyle irtibatı hakkında da sizleri bilgilendirmeye çalışacağım. Osmanlı'nın son döneminde Kudüs'e yönelik olarak izlenen politika ve bu kutsal şehrin bugünkü genel durumu hakkında da özet bilgi vereceğim. Son olarak da sürekli vatana ihanet etmekle, topraklarını satmakla suçlanarak çifte zulme maruz kalan Kudüs Müslümanlarının, tüm ümmet adına Kudüs'e sahip çıkmak için ne gibi zorluklara ve fedakârlıklara katlandıklarını yaşanmış örneklerle, işgalci siyonist devletin uygulamalarından, yahudi göçmenlerin saldırgan tutumlarından da söz ederek ortaya koymaya çalışacağız. Dolayısıyla bu konuyla ilgili yazılarımızı itinayla takip etmenizi tavsiye ediyorum.
İsim hakkında bir bilgilendirme ile söze başlayalım: Öncelikle Rum Ortodoks Kilisesi isimlendirmesi hatalıdır. Normalde bu kilisenin adı Kudüs Ortodoks Patrikhanesi'dir. Ancak bu patrikhane Yunan Ortodoks Patrikhanesi'ne bağlı olduğundan ve patrikleri sürekli oradan tayin edildiğinden Grek Ortodoks Kilisesi yani Yunan Ortodoks Kilisesi adı da verilmektedir. Ama kilisenin cemaati Arap Ortodokslardan oluşmaktadır ve cemaatle yönetim belki yüzyıllardan beri sorunludur.
